Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

yaşlı kimse

См. также в других словарях:

  • yaşlı — 1. sf. Yaşla dolmuş (göz) Hıçkırarak yaşlı gözlerini kaldırdı. Ö. Seyfettin 2. sf. 1) Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse) Kendisi de ilkin yaşlı bir kadın almayı düşünmüş idi. M. Ş. Esendal 2) is. Yaşı ilerlemiş kimse Bu yaşlıları kapısının… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaslı — sf. Yas tutan (kimse), matemli Ben bir hasta hâli almış, susmuş, sade, yaslı gözlerle etrafıma bakınıyordum. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KANDEFİR — Yaşlı kimse, acuz …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • göçkün — sf., hlk. 1) Göçecek duruma gelmiş Göçkün bir ev. 2) Göçebe 3) Yaşı ilerlemiş (kimse), çok yaşlı (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HECENNA' — Uzun ve şişman gövdeli kimse. * Başı dazlak, yaşlı kimse. * Başı dazlak olan devekuşu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kara koca — is., hlk. Saçı ağarmamış yaşlı kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üç otuzunda — sf. Çok yaşlı (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öge — çok akıllı, yaşlı kimse, ulusun büyüğü. I, II, 48, 90, 310, 356 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • ölüt er — kuvvetten düşmüş, yaşlı kimse I, 52 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • AŞEBE — Zayıflığından gövdesi kurumuş olan yaşlı kimse. * Büyük azı dişi. * Küçük adam …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HİRDEBE — Korkak, ihtiyar, yaşlı kimse …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»